KRAL ODYSSEUS'UN MEMLEKETİ
14.07.2010 İTHAKA
Hoşçakal Kefalonya |
Merhaba İthaki |
Cafe Hani'den biraz Kefalonya seyri |
İthaka'nın başkenti doğal liman Vathy |
Odamızın manzarası |
Akşam olduğunda çok şık bir hilal gökten bize hoşgeldiniz dedi, o kadar güzel bir geceydi ki odada yemeyi felan unutup giyindiğimiz gibi limana indik tekrar. Bu arada öğleden sonra çıkan oldukça kuvvetli rüzgar 22.30 gibi hızını kesmişti ama hiçbir şekilde serinletmiyordu. Adeta fön rüzgarı gibi sıcak estiği için daha da bunaltıyordu, yattığımız yeri bilemedik.
15.07.2010 İTHAKA
Sevgili kocam sabah erkenden şeker almaya markete gitti ve plaj şemsiyesine varana kadar eli kolu dolu geldi ancak şekeri almayı unutmuştu. Şemsiye konusunda haklıymış. İthaka'da 20 ye yakın irili ufaklı doğal plaj vardı ve çoğunda tesis olmadığından (ki biz böylesini tercih ediyorduk) yaygısız, şemsiyesiz, gözlüksüz hatta minik bir buzluk olmadan rahat edemezsiniz. Buzluğu almamıştık artık ama geri kalan donanım tastamamdı, bakalım geri dönüşte bu malzemeleri nasıl yerleştireceğiz. Güzel bir kahvaltıdan sonra vefakar tomtom'umuza plajları komutladık ve gördüğümüz her koyda, her plajda denize girdik kaçırmamacasına. Çıldırmıştık sanki...
Tepedeki Yangın Kulesi |
Tepedeki Manastır |
Polis Limanı |
Loizos Mağarası |
Ağaçlar içinde şirin bir meydanı olan Stavro köyüne tekrar tırmandık. Yiyecek birşeyler aranırken Hommer's School tabelası dikkatimizi çekti bu sefer. Yine bir tabela peşine düştük ancak 2. tabeladan sonra izi kaybettik. Üstelik köylüsü eliyle gösterdiği halde bulamadık veya göremedik, yolu uzattık, kaybolduk, acıktık, yorulduk. ööff sinir olduk...
Akşam balkonumuzda enfes proşuttolu gudalı sandviçlerin üstüne çikolatalı pastalarımızı götürdükten sonra deniz kenarına indik. Ayışığı altında cafelerden birinde manzarayı seyrederek geçirdiğimiz gece çoook romantikti.
16.07.2010 İTHAKA
Dün akşam üzeri uğradığımız İonian Ferrylines şirketinden edindiğimiz bilgilerle bugün Zakynthos adasına geçmeye karar verdik. Feribot saati 15.30 idi. Pansiyonu boşalttık. Bir daha yolumuz bu adaya düşerse kesinlikle yine burada kalacağız. Adada su kaynağı olmadığından tankerlerle getirtilen su haftada 2 kez ada halkına dağıtılıyordu. Sevimli pansiyoncu teyze küçük bir anısını anlatarak zarifçe bizi bu konuda uyarmıştı. Gerçi ben biraz gerilmiştim ama haklıydı ve biz yine buraya gelecektik.
Adaya ilk geldiğimizde feribot iskelesinin yan tarafında bir plaj olduğunu görmüştük. Yolculuk saatine kadar vaktimizi bu sahilde denize girerek değerlendirebilecektik ki öyle de yaptık. Bu sahil batıya bakıyordu, bir süre sonra şemsiye yeterli olmamaya başladı. Ve biz saat 10.30 dan 14.30 a kadar suyun içinde oturduk hatta şemsiyemizi de denize gömerek oturduk. Bu arada keskin virajı alamayan kocaman bir tırın manevralarını, arkadaki eve girmek isteyen 2 yaşlı cooker köpeğin çırpınışlarını, kocası dalgıç giysileri içinde balık sevdasına düşmüş genç bir çiftin kapışmalarını ve daha nicelerini oturduğumuz suyun içinde izlerkende çok eğlendik.
14.30 da liman polislerinin çağırmaları ile sefamıza son verip feribota bindik, 16.20 de de Kefalonya adasına varmıştık. İthaki'den Zakynthos'a gitmek için sefer olmadığından Kefalonya'dan aktarma yapmak gerekiyor.
Hemen hareketle Kefalonya adasının güney ucundaki Pesada limanına 45 dakika sonra vardık. Yine zamanla yarışıyoruz. Pesada limanı İthaki'de olduğu gibi bir ferybot ve birkaç arabadan başka birşey olmayan bir limandı. Artık denizden bööö geldiği için ben girmedim ama hava o kadar sıcaktı ki Turhancığım kaçırmadı bu güzelim suyu.
18.00 de hareket eden gemi 19.30 da Zakynthos adasının Agia Nikola limanına vardı.